İçeriğe geç

Ay: Nisan 2021

İyi hissetmek üzerine

İnsanları üretkenliğe iten şeyin her zaman kötü hisler olduğu söylendi ki bence de öyleydi. Dışa vurumu rahatsız etmeyen üzüntülerdi, sıkıntılardı. Mutluluk kıskanılırdı belki, belki de kıskanılmasa da elde olmadığında tahammül edilemezdi ya da mutlu insan bunu paylaşma ihtiyacı duymamalıydı, ne gerekti ki?

Ama mutluluğun paylaşıldıkça arttığını da bildik. Ama yetmiyor muydu mutlu olmak zaten? Artmasın daha, elalemden kime ne? Bilmem. Zaten mutluluk yok ama mutluluk olmasa da daha “idare eder” ruh hallerinde neden kaçıyoruz paylaşmaktan acaba?

Yorum Bırak

Özlemek üzerine

Her yaklaşımın bir temeli mi vardır yoksa en azından bazısı kişilik dediğimiz o kişiye özgü yapıdan mı gelişir bilmiyorum. Bu aralar çok konuda bunu sorguluyorum, umuyorum ki kişilik dediğimiz o yapı var olsun. İnsan o kadar da dıştan beslenen ve dışla var olan varlık biçiminde kalmasın. Ben olmayayım daha doğrusu. Özüm olsun bana özel.

Bunu düşünüyorum çünkü hep geçmişe özlem duymaya kötü baktım. İstemedim geçmiş özlemini duymayı. Benden miydi yoksa yaşadığım bir şeyden miydi acaba? Erişilmez olduğu için mi korktum yoksa gerçekten de hissettiğim mantığımla uyuşuyor muydu bilmiyorum. Ama güzellemelere karşı çıktım, geri gelmeyeceği için daha özel bulunduğunu iddia ettim.

Derken…

Yorum Bırak