Süzülelim mi her şeyi parça parça geride bırakıp?
Esinti üstümüzden alsın tüm dertleri, sıkıntıları, zorlukları, sorumlulukları… Yükselelim. Aşağı doğru, sonbahar yaprakları gibi düşsün tüm bu olumsuzluklar. Yüzümüz göğe dönük, ellerimiz de ileri uzanmadan, hedefsizce, güçsüzce, güce gerek duymadan, yalnızca ferahlığa vardığı hissiyle… Ne sıcak, ne soğuk. Ilık bile değil, hiç hissetmeden…
Uyuşmanın kötü gelmediği, sadece hiç olmaya doğru, tüm ağırlıklardan kurtulmayı duyarak gidelim mi?
Gülmeye bile ihtiyaç duymadan, gerek de… Sadece boşlukla yüzlerde, gözlerde… Yapalım mı bu bırakışı?
Sessizlikte, belki içten şunu duyarak, sonundaki mırıldanma huzuruyla, kelimeleri unutarak, sesleri de…
…
Uykuya mı dalalım yoksa? Buna ulaşamayacaksak… Ne dersin?
Gözlerimizin içine bakalım ve unutalım bütün dertlerimizi bir anlığına hiçlikte bulalım kendimizi. Umursamayalım dünyayı, başkalarını.