İçeriğe geç

Ders mi? Ne dersi?

Bugünlerde ara ara düşünüyorum. Hani insan aklı deneyime bağlı mı gelişir tamamen zaten orada mi var olanı mı çıkarılır bilemem. Ama yaşadıkları insanı şekillendirir değil mi? Sütten yakar ağzını sonra yoğurdu üfleyerek yer, atalar demiş o kadar… da…

İşte, atalar kahvede oturmuş ve özlü söz çıkartalım diye sıralamaya başlamışlar da (çocukluktan beri atasözlerinde böyle bir görüntü gelir gözüm önüne) bu “Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer” diye söylenince bayılıp hemen kabul etmişler besbelli ki ama o yoğurda üflemek üzereyken “İyi de bu yoğurt, öteki süttü. Hatta o süt de soğuk olabilirdi, ben sıcak olduğunu bile bile acele ettimse sorun sütte mi? Soğuk sütü de bu yoğurdu da rahat rahat içerim ben” diye itiraz edenleri hesaba katmamışlar herhalde.

Yaptıklarıma, yaşadıklarıma bakıyorum. Yok, ben o hesaba katılmayan grubun elde bayrak taşıyan neferi gibi bir şeyim. Hani bazı yaptıklarıma kılıflar uyduruyorum olumsuz netice doğurmaları riskine de bazısında ¯\_(ツ)_/¯ dışında bir ifadem olmuyor, kalıyorum böyle. Birilerine açıklama olarak da değil, kendimce düşününce. Bile bile kendimi olumsuz netice getirecek hallere itme gibi.

Tabii bir şeyler oluyor beni çeken de… Neticede ders almadığım söylenebilir rahat, genel kanılara bakarsak.

Burada bir hâl daha var. Hep istenen mutlu olmaksa, mutlu eden ya da daha doğrusu anlık zevki, hazzı vereni tehlikesinden ötürü bırakmamak, bırakamamak. Tabii ki sonrasına alınan riske göre belki bu mutluluklardan vazgeçilebilir de, o risk gerçekten var mı?

Tamam zaten bakınca mutlu olduğumuzu düşündüğümüz, hissettiğimiz kavramlar belki çok da anlamlı olmuyor ama insan için, insanlarca önemli sayılan kavramların hangisini yaşamda bi’ yere gerçekten önemli olarak yerleştirebiliriz? Geleceği geçtim, geçmişte gördüklerimizde bildiklerim bile belirsiz benim. Hiçbiri bir yere varamıyor az değerlendirince, o zaman?

Zaten insan bazlı ders almamalarda “ders almak” denen şeyden beni uzaklaştıran hallerin başında diğer insanların yaşadıklarından sonuç çıkarmamın beklenmesi – ki çok paylaşımcı olmadığım halde bunu nasıl yaşıyorsam? Eh o beklenti de bende ters tepiyor. Çünkü genellemeler sürülüyor, klişelerle döşeniyor ortalık ve bakın ki ortamda bi’ ben varım, bi’ de benim dikkate aldığım şahıs ve diğerlerindeki kişiler farklı. Ben de insanların benzer davranışları, içgüdüleri var ve aleni farklındayım bunun da bir de yaşananlar, yaşatılanlar, oluşumlar var. Aynılıklar içinde kişisel farklılıklar hiç yok mu? Olmaz mı ya? Tabii var.

Şşşş… Bu konuda ne diyorlardı? Ben de bayılırım hani…

” And they will break down
Till everyone is normal now, I know
If that’s what’s normal now
I don’t want to know.

When they get excited, they try to hide it
Look at those normals go”

Ben ders almak için araç göremiyorum aslında. O zevkten uzaklaşıp zevksiz kalacaksam, niye yaşıyorum ki ben? Yerine alternatifini aramalıyım belki, belki bulunur da… İşte zor şeyler. Güç bu konuda yeterli gelmiyor olabilir. Bir de neden gelsin ki? En nihayetinde altı üstü insanım, yapabileceğim bi’ yerde bitmez mi zaten?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.