Baştan belirteyim. Bu yazı spoiler da içerir, hafıza kötüyse uydurma da. Ama kendisi kitapların gerçeğe dönüşümünü anlatır ki böyle söyleyince çok süslü oldu. Kaldı ki kim Jules Verne okuyacak aranızda, var mısınız? Hiç sanmıyorum. O yüzden buyrun…
Jules Verne‘ün Kaptan Grant’in Çocukları diye bir kitabı vardır. Çocukken bunu okumuştum ve nasıl beynime işlemişse sonu, dünkü yaptıklarımı unutuşuma bakmadan bunu ısrarla tutuyorum.
—– Spoiler ——
Katili (kimi öldürdüğünü hatırlamıyorum ama muhtemelen Kaptan Grant) ölünün fotoğrafında, onun gözünde görüyorlardı. O kişi ölürken, ölüm anında fotoğraf mı çekilmişti yoksa fotoğraf hiç yoktu da ölü ortada öyle duruyordu ve bizim karakterler bakmış mıydı, orası muallak. İkincisi daha ihtimalli çünkü “Ölüm anında gördüğün son şey gözünde kalır” gibi bir konu da hatırlıyorum. Ha bunların kombini şöyle olailir: Ölüm anında rahmetli ne gördüyse o gözündedir ve gözleri kapatılmadan önce, olay mahali fotoğrafı alınmıştır. Sonra zoomlanmış, gözlerde katil görülmüştür. Bence oldu. Hatırladıklarım ve uydurduklarımla kitaptan aklımda kalan kısım burası.
—– Spoiler ——
Tabii Jules Verne’ün yaşadığı dönemlerde fotoğraf teknolojisi ne alemdeydi henüz araştırmadım. Bi’ Black Mirror kurgusu beklemiyorum ki onunkisi de çok uzakları söylemiyor. Ama ama, bugün yani 100 yıla yakın sonra teknoloji ancak şu kadar gelişti: Aynalı gözlük!
Dün – yine amacım dışında – satın aldığım güneş gözlüğüne bakıyordum, nasılmış diye. Fotoğrafı çekince gördüm ki ne var ne yok önümde yansıtıyor. İşte, dedim, birisi gelsin de beni öldürsün. Black Miror’daki gibi göze – ve belki gözden beyne – her şeyi kaydetmeler yapılamasa da gözlüğe her şeyi kaydediş başarıldığı taktirde çözülmeyecek cinayet davası yok ki bir de başkasının kolayına çıkartamayacağı gözlük fikri gelir bundan. Tabii bu sorun oluşturacağı için sağlık personeline izin verilebilir. E sağlık personeli katilse? O zaman onları da bir başka kısıtlamaya sokmak uygun düşer.
Dur Gamze dur, eğleniyoruz şurada. (?)
Ama şunu iliştireym, haksız mıyım?
Biliyorum, değilim. Tabii ki değilim!