Duyar kasmaya gerek yok bazı genel detaylar hakkında ama bazen de düşünmek lazım bireysel halleri sanki, hı?
İlkokul 5. sınıfta 1 aylık bi’ dershane dönemim olmuştu, onun başındayız. Öğretmenler öğrencileri tanıyacak, herkes birbiriyle kaynaşacak faslı. Neden bilmem, hala öğrenemedim yani, öğretmen ismi, okulu soruyor ve arkasından anne ile babanın mesleğini öğreniyor. Ne yapacak o meslekle bir öğretmen olarak? İşte…
Neyse, birisini tanıyorum sınıftan. Arkadaşımın arkadaşı, o yüzden babasını kaybettiğini de biliyorum. Yakın zamanında mıydı bu tanışmanın uzak mı hatırlamıyorum ama bir kayıp var. Öğretmen ona geldi, sordu. Çocuk annesini söyledi, babaya gelince cevap veremedi. Duraksadı, geveledi, zorlandı… Öğretmen de ısrarla anlamadı. Ben biliyorum da çocuğum, ne diyebilirim? Belki biraz da salaktım. 2-3 dakika sürdü gibi geliyor bu sorgu. Sonra nasıl bağlandı, onu da hatırlamıyorum ama ne kızmıştım o öğretmene var ya… Üzülmüştüm de çocuğa, ben de çocuk olarak.
Şimdi Babalar Günü ya da Anneler Günü için onların duyacağı hüznü düşünüp paylaşım yapmamaya ya da kendi anne babamızı kutlamamaya gerek yok da o insanın üzerine gitmemek lazım. Ha diyeceksiniz, “Yok zaten bilirken ne gidelim?” Bilmediğinize de gitmeyin. Bilmeyince hiç gitmeyin. Yokluklar, yapamamalar, imkansızlıklar vesaire. Bunları illa yayın yapmak zorunda olmamalı kişi dışarıdan darlanıp, eksiklikleri hissettirilip morali bozulmasın diye.
İhtimalleri görmek çok zor şey değil. Şu anda size milyon örnek sayabilirim düşünülmeyen ama aslında düşünmesi çok zor olmayan ihtimaller için, ipuçları ortada olan. Kaldı ki odun olma özgürlüğü diye bir şey de yok. İnsanı sonuç alınmayacak konuda üzmek, insanın insan olduğu ve romantik çıkarımlarla yücelttiğimiz duygu varlığı gerçeğinde hoş değil değil, direkt kötü şey.
O yüzden bugünlerde de gereken sadece bu bence. Ne? “Standartlar” herkeste var sanmamak. Gidip tanımadığın insana dümdüz bile değil, abes hallerde “Ne aldın? Kutladın mı?” dememek. Çok mu şey istiyorum? Yoo… Bence değil. Bir de, bize ne ki zaten?
Bir yerde bu var işte. Bize ne?