İçeriğe geç

Hakaret mi ediyorsunuz bana?!

Evvel zaman içinde, ben çeşitli ortamlarda daha çok durum değerlendirme yaparken ve gözlemlerimi dökerken “Sosyoloji mi okuyorsun?” diye soran olmuştu. Psikolojiye yatkınlığımı iddia edenler de gördüm ki aslında hiç teknik tabir kullanmadığım ya da “Siz şimdi şöyle hissediyorsunuz, sakin” demediğim için bu biraz saçma olmalı. Yine de kabul edebileceğim şeydi bu denenler.

Ama ne zaman ki birisi bana “İşte, mühendis olduğun için sen de her şeyi analitik düşünüyorsun!” dedi, o an çektim, vurdum.

Mühendis analitik mü düşünür doğrusu bilmiyorum bunu da. Bilgisayar mühendisliğine bakarsak, mantıken tüm olasılıklarıyla ve çok yönlü ele almak gerekir bir şeyleri de (“test case”, performans, verimlilik vs.) bu mühendis olunca gelişen bir özellik midir ve mühendis olanlar her şeyde bunu ortaya koyar mı, hiç bilmiyorum.

Yine de mühendisin fazla muğlak cevapları ve durumları kabul etmediğini biliyorum ki işte bunu sevmiyorum. Hayır, belirsizliği de sevmiyorum ama ben sevmeyince belirsizlikler kalkmıyor. Ayrıca sevmediğim halde bazen de ısrarla onu seçtiğimi fark ediyorum. Demek ki gizliden seviyorum. Neyse, neticede “Her şey açıktır, nettir! Siyah ve beyazdır!” mantığını kabul edemiyorum hâlen.

Zaten işte, ben kabul etsem kaç yazar? Her şey o kadar net olamıyor, dediğim gibi. Zaten mühendislik de istediği kadar “Öyle efendim öyle” desin – saygıyla – hayat birden çakıyor ona “esrarengiz” yanını ve gösteriyor belirsizlik gücünü her zaman. Kader, kısmet, “Olacakla öleceğe çare bulunmaz”, “Olmaz olmaz deme olmaz olmaz”…

Çekip vurduğum kişi de agresiflik problemiyle uğraşmış bir dönem. Ondan önce çok kişiyi yıldırmış. Vurduğum için teşekkür ettiler bana. Yaa…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: