Çöpçüler Kralı size ne ifade ediyor?
Bana lise hazırlıkta blok flütle çaldığım Fındığım‘ı, evet sadece onu. O da şu:
Lisede okula yeni atanan müzik öğretmeninin azmi bu gibi parçaları çaldırdığı gibi, 4 mısralık ama yarım saatte söylenen Türk San’at Musikisi parçasını da söyletmişti, benim gibi 15 yaşındaki “tıfıl” öğrencilere.
O zamanlar tabii blok flüt çalmışlığım hep vardı da, yine de bu Fındığım’a çok uğraşmıştık, herhalde parmak alışmışlığı yeterli değildi. Hocadan “Tamam, olmuş” onayını almak güzeldi bu yüzden. Ama daha güzeli, günün birinde televizyonda Çöpçüler Kralı’nı izlerken “Aaa! Ben bunu çaldım! Ben bunu çaldım!” dedirtecek duyumdu.
Bilinen şeyi çalıyor olmak güzel şey, itiraf etmek lazım ki…
Sonra bundan birkaç yıl sonra diğer flüdü, yandan yandan çalmaya başladım. O zaman da hep alıştırma melodilerinin yanında klasik müzikten parçalar elimde oldu. Hep onlarla pratik yaptım. Tabii “kulaktan çıkarma” denilen olay vardır ya, duyarsınız ve çalarsınız. Onu yaptığımda ev ahalisinden birisi “O çok güzel ya…” ettiğinde ötekindeki mutluluk hâli aynen kendisini göstermiyordu. Neden? Çünkü kimsenin tanımadığı ve umursamadığı klasik müzik parçalarında ben daha fazla uğraşmış, emek vermiştim. Bu ise çok basitti, n’oluyordu?!!
Sonra kendi zevklerime de baktım ki… Çok işçilik, çok karmaşa değil gereken hoşa gitmesi için parçanın. Son derece basit yapılı bir sürü şarkıyı ben diğer “Adam/kadın döktürmüş!!!”lerden daha severek dinliyorum. Eh… O yüzden de mesela Empyrium‘un tüm şarkılarındaki ara flüt melodileri kolayca çalınabilen Where at Night the Woods Grouse Plays albümü hem benim hem de çok insanın hoşuna gidiyor.
gibi…
Bunu anladığımda da ayrı sevinmiştim. Şimdi 3 akor ve dandik vokalli punk’a ayrı bi’ saygım var, bu yüzden! Hah-ha!
Bu yorum yazar tarafından silindi.