Herkesin bir “entelektüel üst limit”i var mıdır acaba?
Yıllar önce birisiyle tanışmıştım. O tanışma döneminde, bir defasında “27 yaşındayım. On binlerce (öyle mi demişti?) kitap okudum. Şimdi artık okumuyorum” dediğini hatırlıyorum (hatırlanacaklar listesine cımbızla öğe atan hafızamdan örnekler). Tabii ki ben o an kendi kendime “Peh, lafa bak” ifadesini layıkıyla takınmıştım.
Zaman içinde o kişinin – on binleri bilmem ama – hayli fazla sayıda kitap okuduğunu gördüm, anladım. Ama her şeyi biliyor muydu? Hayır, benim “tırt” hakimliklerimden uzaktı mesela. Yine de genel kültür yarışmalarına gidip de o jokerlerini o “tırt” konulara kullanırsa rahat üst seviyelere çıkacağı belliydi.
Neyse, neticede, bi’ üst nokta vardı kendisi için de ona mı ulaşmıştı, diye düşündüm şimdi. Bazı konulardan uzak, onlara ilişemeden bitirecek şekilde kendi kotasını.
Yani sürekli “Okuyalım! İzleyelim! Dinleyelim!!!” coşkusundaki insanları görüyorum da hayret ediyorum. O insanları takip etmek, onların kritiklerine erişmek isteyen insanları görünce daha da artıyor bu hayretlerim (hayatımı renklendirme yöntemim böyle, evet). Sonra kendime bakıyorum ve biraz da önceki senelerime, sonra diyorum, belki de benim üst limitim de buralarda bir yerdeydi ve ulaştım. Biraz erkenciyim ama n’apalım, kısmet…
Ha bakınca her şeyde üst limite ulaşmış şekilde gidiyorum da… detaylar, detaylar, detaylar. Lütfen yüzeyde kalalım!