İçeriğe geç

Ya yarın ölecekseniz?

Hiçbir önemi yok. Ölüm eninde sonunda olacak, büyük ihtimalle de beklenmedik zamanda. Ama ölümden çekiniyor da olabilirsiniz, zamanın bitişi ürkütebilir de. Bunu yaşamınız için bir sınır görebilirsiniz, ölene kadar yapılacaklar listesi gibi. Yine de bana anlam ifade etmiyor (şaşırdık mı?) ve bunu şimdi sizin bana hak vermeniz için kılıf olarak kullandım. Çünkü, ölmeyeceksem bile, neden durayım?

Mantığım bunu diyor hep. Hep mantık zaten temeldeki – maalesef. Neden durayım, neden bekleyeyim, neyin süreci bu?

Geçenlerde birine sordum, yaşamayı mı tercih edersin, hissetmeyi/varlığını bilmeyi mi diye. “Yaşamak tüketir” diyordu öncesinde, oradan gelişti. Tahmin edersiniz ki o hissetmeyi, varlığının sürekliliğini seçti. Ben yaşamayı dedim. Tüketmesi, yok etmesi, üzmesi, bitirmesi… Ne olursa olsun yaşamayı seçeceğimi biliyorum. Yaşamayıp hissetmek, istemek batıyor, delirtiyor. Delirtiyor abartı mı geldi? Çok mantıklılık bekliyorsunuz benden, yapmayın. Korkutucu olan bunu mantıklı söylüyor olmam. Bilmem anlatabildim mi?

Birisi dedi ki bir gün bana, “Bunu da yapınca n’olacak? Dahasını isteyeceksin, nereye kadar gidecek bu?”

Haklılığı vardı, mutlaka ama…

Belki diyorum, belki ben çok bekledim çünkü. Bu gerçek sebebim mi yoksa her zaman böyleydim de bahane mi ediyorum bilmiyorum. Ama uyar, böyle bir gerçek var. Yıllarca yaşamayı bekledim, geçsin bir şeyler diye. Sonra yavaş yavaş yaşama dahil olayım, ama prosedürler gerçekleşsin, ben sonra yaşarım dedim. Yine olmadı. Sonra bir baktım, olmuyor. Yaşayamıyorum da – istesem bile. O zaman da yaşayabildiklerimde beklemek battı, hem de nasıl… Önemli detaylar değil belki sadece – ya da gerçekten önemli olan ama kabul etmediklerimde.

Şahsiliğini bitirirsem, neyi bekliyoruz gerçekten? Mesela siz, geçip giden zaman içinde, her şeyin kendiliğinden yok oluşunda, neyi bekliyorsunuz kuzum? Belirli zamanlardan bahsetmiyorum, anlıyorsunuz beni. İstediğiniz şey var, bu engel taşımıyor, neye duruyorsunuz?

Aslında bunun şarkısı yapılınca hoşa gidiyor, şairane söylemin güzelliği. IAMX var, bahsetmiş miydim buralarda hiç? Bahsetmişimdir herhalde. Bunlar yeni albüm yapmışlar, çok da hakim değilim müziklerine aslında ama kurcalarken en çok dinlenen değil, sonralarında bir şey fark ettim. Önce onu şuraya bırakayım yine.

Beauty, violence,
War is within us.
We’ll be silenced,
Tomorrow we’re gonna be stardust.

No more ego,
Nothing to control us.
Painless freedom,
Tomorrow we’re gonna be stardust.

Stand up can you keep your head?
Love me like tomorrow we’re dead

 

Aslında daha başka konulardan da bahsediyorlar da ben nakaratı alıyorum çünkü konuma en uyan kısmı orası. Yarın ölecek olsa az önceki “Ne bekliyorsunuz?” soruma gerek bırakmayacak hareketliliği seçeceğini düşünecek çok kişi var dünyada. Ölmeyecek olmanın ne anlamı var halbuki? Tüketmek mi? Beklemek de tüketiyor çok hissi, isteği, varlığı. Yaşamanın artırdıkları da var, gerçek. Dahası tükenmesi gereken tükenir, o zaten va olmayı o kadar hak ediyordur belki?

Zaten duygusal bakarsak bu adamlar yine diyor ki “This will make you love again.” Tükenmeler kaçınılmaz, yenilenmeler de. Tabii bilmiyoruz, bilmiyorum. Ama… Neyi kaybediyoruz ki? Neye sahip olduk ya da neyi kazandık da kaybediyoruz?

Tabii bunları söylüyorum, ahkam kesiyorum ama korkuyu ben de biliyorum. Temkinliliği de mecburen. İçten içe “Neden?!” diye sorgulayarak, buna rağmen uyum göstererek. Yapmadığım çok şey var, yapmayacağım. Ama yaptığım da. Çünkü…

Eylemin korkulacak yanı yok, tam anlamıyla duygusal olmadıkça.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.